"Değer" Üzerine

           Özel ders verdiğim bir öğrencim vardı. İsmi Doğa. Çok akıllı ve yaratıcı bir çocuktu. Bir gün yine ders yapacaktık, baktım Doğa’nın morali çok bozuk. “Neyin var Doğa? Ne oldu?” İlk başta söylemek istemedi. Ama ben durumu çözmeye kararlı bir şekilde onun moralini bozan şeyi öğrendim. Okulda arkadaşları saçma bir sebepten kendisiyle alay etmişler. 10 yaşındaki bir çocuk ve kafasına çok takmış olsa gerek ki, o gün ders yapmak istemediğini söyledi. Durdum, biraz düşündüm ve hemen elimi cebime attım. Cebimden 1 lira çıktı. “Bu kaç para Doğa?” diye sordum. “1 Lira.” dedi. Sonra parayı başımın üstüne koydum ve “Şimdi kaç para?” dedim. “1 Lira.” dedi. Parayı yere attım ve bir güzel tekmeledim. “Şimdi kaç para peki?” diye bir daha sordum. “1 Lira.” dedi. Neden böyle bir saçmalığı yaptığımı daha iyi anlasın diye açıklama yaptım. “İşte Doğa, insanlar seni yerden yere de vursalar, göklere de çıkarsalar, sen hep aynı sensin. Değerinden zerre kadar bir şey ne kaybedersin ne de arttırırsın. Senin değerin ne ise odur..!” O an Doğa’nın yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim. :)

           Kendimden de örnek vererek kafasında bu felsefenin daha da yer etmesini istedim. “Ben de okul yıllarımda çok alay edilirdim. Elazığ şivesi ile konuşmam, kendimi farklı ifade etmemden dolayı hep alay edilirdim. Aptal olduğumu düşünenler bile olmuştur belki. Çünkü farklıysanız, ne olursanız olun, her zaman yadırganırsınız. Ama ben o zamanlar bile hiç kendimi değersiz düşünmezdim. Kendimi dinlerdim. Akıllı olduğuma inanırdım. Etrafımdakiler farklı düşünüyor diye de ben öyle olmuyordum ki. Sonra üniversiteden de mezun oldum ve artık bir İngilizce öğretmeni olmuştum. Bu sefer de binlerce övgü almaya başladım. Elbette ki bu beni çok mutlu etmekte. İnsanlarda güzel bir intibah bırakmış olmak çok güzel bir şey. Ama yine de kendimi zerre kadar olduğumdan daha değerli hissetmiyorum. Benim değerim ne ise ben oyum. Beni aşağılasalar da aşağılık hissine kapılmam, övseler de şımarmam. Demişler ya atalarımız. -Altın yere düştü diye pul olmaz-”

Özkan Çelen
26 Kasım 2012  00:58